Enerjisi oldukça yüksek, bir miktar hiperaktif, fazla düşünen ve dağınık zihinli biri olarak yıllarca bu özelliklerimi nasıl avantaja dönüştürebileceğim, zihnimi nasıl toparlayabileceğim, enerjimi nasıl tek bir şeye kanalize edebileceğim konusunda düşündüm, okudum, işe yarayan/yaramayan tonlarca yöntem denedim, her denememle daha da dağıldı kafam, sonra toparlandı, sonra tekrar dağıldı, yine toparlandı. Yirmi sekiz yaşıma geldim, geriye dönüp baktığımda karakterimle ilgili en net ve beni en çok zorlayan şeyin odaklanma ve zihnimi toparlama problemi olduğunu sonunda kabul ettim: ben küçük bir Dory’yim.

kaynak: https://www.hellomagazine.com/film/2016062132017/finding-dory-trailer-clip-baby-dory/
Yıllar boyunca o kadar çok şeye ilgi duydum, o kadar çok alana yayıldım ki. Yeri geldi resim yaptım, yeri geldi seyahat ettim, dans ettim, yemek yaptım, yazılar yazdım, zaman zaman asla bir yere varmayan şeyler düşündüm, zaman zaman asla uygulamadığım listeler yaptım, yolumdan saptığım ve başka bir şey dikkatimi çektiği için ulaşamadığım hedefler koydum. Sonra kabul ettim ki evet, ben zihni dağınık bir insanım ve buna bir çözüm bulmam lazım.
Söylediğim gibi, denediğim sayısız yöntem, okuduğum sayısız kitap, yazı, makale derken zamanla şu soruya biraz da olsa cevap verecek duruma geldim: bende ne işe yarıyor? Kendimde işe yarayan şeyleri keşfettikçe tam olarak olmasa da epey toparlandığımı, odaklanma konusunda epey ilerlediğimi fark ettim. Sonra zihni dağınık olmanın aslında kolay olmadığını, ama kontrol edildiğinde avantaja dönüştürülebilecek bir şey olduğuna karar verdim, bir de benim gibi bu dertten muzdarip sevgili insanların da işine yarayacak önerilerim olabilir diye düşünerek bu yazıyı hem kendim, hem onlar için yazmaya karar verdim.
Sevgili zihni dağınıklar, bu yazı benim kendi kendime yıllar içinde deneyip işime yaradığını bulduğum yöntemlerin bir listesidir ve yayınlamamın iki amacı var: birincisi yine dağıldığım zamanlarda ‘ben ne yapıyordum acaba’ sorusunun somut ve yazılı bir cevabı olması, ikincisi de zihni dağınık olmanın ne kadar zor olduğunu bildiğim için sizin de benim deneyimlerimden yararlanmanız ihtimali.
Not: Önerilerim süper orijinal değil, yani HADİ CANIM HİÇ AKLIMIZA GELMEMİŞTİ gibi şeyler derseniz unutmayın, zihni dağınık bireylerin bunları uygulaması normal kişilere göre daha zor (hepsi yüzde yüz kendi üzerimde deneyip başarı elde ettiğim yöntemler bu arada).
İçindekiler
İlk adım: Kendini kabul etmek
Her şey yüzleşme ile başlıyor, eğer zihniniz dağınıksa önce bunu kabul edeceksiniz. Ha değilse, ne güzel tabii, çok şanslısınız. Ama öyleyse reddetmenin anlamı yok, reddetmek sadece toparlanmanızı geciktirir. O yüzden eğer kafamız dağınıksa önce kabul ediyoruz, sonra çözmeye bakıyoruz sevgili küçük Doryler.
Tespit: Dikkatinizi en çok dağıtan şey veya şeyler neler?
Kendimizi kabul ettikten sonraki adım, hangi koşullarda ve durumlarda dikkatimizin dağıldığını keşfetmek ve bizi dağıtan şeyleri odaklanmamız gereken anlarda mümkün olduğunca uzakta tutmak. Bu telefonunuz olabilir, müzik olabilir, sizi rahatsız eden bir ışık olabilir, kalabalık olabilir, kimsenin aklına gelmeyecek alakasız bir şey olabilir, her şey olabilir. Yeter ki dikkatinizi dağıtan şeyleri ve dağıldığınız anları tespit edin.
Kendimizi kabul edip, dikkatimizi dağıtan şeyleri tespit ettikten sonra bu sorunu çözmek için bayağı büyük bir adım atmışız demektir, bakalım zihni dağınık biri olarak bende işe yarayan tavsiyeler sizde de işe yarayacak mı.
1 Etrafınızı düzenli tutmak
Bu benim dikkatimin dağılmasında en büyük etken. Bulunduğum yer dağınıksa ben de dağılıyorum, bu kadar basit. Yıllarca bulunduğum yeri maksimum dağıtarak yaşadıktan sonra, bunun benden neler götürdüğünü tespit ettim ve şu an maksimum derli toplu bir hayat sürdürmek için elimden geleni yapıyorum. Mesela her sabah mutlaka yatağımı toplarım, çalışma masam sürekli olarak düzenlidir, mutfakta bulaşık bırakarak uyumaktan hiç hoşlanmam, dolabımın dağınık olması da beni çok rahatsız eder. Bunlar detay olsa da, etrafa baktığımda düzenli değilse ve ben o ortamda çalışmaya başladıysam o çalışmanın bozulması an meselesidir, çok iyi biliyorum. O yüzden etrafınızın düzenli olması sizin de zihninizin dağılmaması açısından iyi bir fikir olabilir.
Minimum eşya, minimum karmaşa
Çok basit: ne kadar az eşyanız varsa o kadar az dağılırsınız. Bu benim de tam başarabildiğim şeylerden biri değil şimdi size burada bunu çok iyi başarıyormuş gibi yalan söylemek istemem, ama deniyorum. Özellikle Ağustos ayında büyük bir taşınma gerçekleştirdiğim için her türlü eşyamın neredeyse yarısını ya attım ya birilerine verdim. O olaydan sonra da aslında çoğu eşyanın ne kadar gereksiz olduğu konusunda uzun uzun düşündüm tabii. Gerçekten, etrafınızda fazla eşya tutmazsanız zaten otomatik olarak etraf genelde toplu oluyor.
2 Defter tutmak
Dağınık bir zihin demek bir sürü fikir demektir. Siz de benim gibiyseniz bolca fikriniz, planınız vardır ve bunlar o kadar çoktur ki çoğunu unutuyorsunuzdur. Benim buna bulduğum en iyi çözüm, yanımda taşıyabileceğim bir defter almak oldu. Beş ay boyunca o deftere bavul listesi, alışveriş listesi, günün yapılacakları, seyahat planları, gezilecek yerler, mekan yorumları, kendime notlar, blog taslakları gibi şeyler yazdım, ısrarla her gün yanımda taşıdım. Şimdi bitmek üzere, yenisini alacağım. Bu defter konseptinin adı ‘Elvan’ın beyni’. Ara ara açıp beynime bakmak gibi oluyor, çok keyifli. Gerçekten çok işe yaradı bu arada. Kendi açımdan defterin küçük değil orta boy olması ve gün/ay gibi kısıtlamaları olmaması, bolca boş sayfası olması daha rahat yazmamı sağlıyor.

3 Aynı anda birden fazla şey yapmamak
Dağınık bir zihin demek multitasking’e yatkın olmak veya öyle olduğunu sanmak demektir. Ben yıllarca bu şekilde aynı anda bin tane şey yaptım, hala yaparım. Ama zaman içinde fark ettim ki tek bir işe odaklanıp onu bitirmek hem daha iyi hem de daha hızlı sonuç veriyor. Farklı işlere bölündüğünüz zaman zaten dağılmaya müsait olduğunuz için sonsuza dek bölünerek çoğalabilirsiniz, sonra hiçbiri tamamlanmamış olur, bence hiç gerek yok o yüzden siz en iyisi aynı anda birden fazla şey yapmayın, oturun önünüzdeki işi bitirin, sonra diğerini yaparsınız.
4 Başladığınız işi bitirmek
Şimdi sizin erteleme huyunuz falan da vardır, aman diyeyim başladığınız işi bitirin. ‘Bunu bir ara yaparım’ demek çok kolay ama maalesef bunu bir ara yaparım dediğiniz şeylerin birikip doksan sekiz tane yarım iş haline gelmesi de bir o kadar kolay. O yüzden siz en iyisi önünüzdeki işi bitirin, yarım kalmasın. Zaten yapılacaklar listenizdeki bir işi bitirip üzerini çizmek son derece tatmin edici bir duygu, öyle değil mi?
5 Çalışmanız için en verimli koşulları bulmak
Bu kişiden kişiye göre değişen bir şey olduğu için, hangi saatte daha iyi çalıştığınızı, ne kadar süre çalışıp ne kadar süre mola vereceğinizi (kendinizi kandırıp yarım saat çalışıp bir saat mola vermeyin, ben çok yaptım ondan biliyorum) tek başınıza mı yoksa ekip haline mi daha iyi çalıştığınızı deneye deneye siz tespit edeceksiniz haliyle. Kendime hatırlatma olarak buraya yazıyorum: ben en iyi sabah erken saatlerde, sessizlikte, etrafımda kimse yokken ve etrafım düzenliyken çalışıyorum.
6 Kendinizi ve zihninizi rahatlatacak bir aktivite bulmak
Zihniniz dağınıksa muhtemelen hızlı da çalışıyordur, o yüzden biraz yavaşlatmak iyi bir fikir olabilir. Ya da bırakın hızlı kalsın ama yeter ki odaklansın. Size hangisi daha iyi geliyorsa. Böyle durumlarda meditasyon en çok önerilen şey oluyor ben umutluyum ama hala beceremiyorum, siz yapabiliyorsanız ne güzel. Benim aktivitem yazmak; kendime defter tutmak ayrı, burada oturup güzel güzel blog yazısı yazmak ayrı. Yayınladığım yazıların okunabilir, anlaşılabilir ve belli bir düzen çerçevesinde olması gerekiyor ve bununla uğraşmak beni hem rahatlatıyor hem de yazarken zihnimi toparlamak zorunda kaldığım için otomatik olarak odaklanma becerim artıyor. Aktivite yaratıcılığınıza kalmış, ne iyi geliyorsa kabul. Eğer benim gibi fiziksel enerjiniz de çok yüksekse yoğun tempolu sporları da öneririm.
7 Yalnız kalmak
Dikkatimi dağıtan en büyük etkenlerden biri de maalesef insanlar. Dışa dönük ve insan canlısı biri olarak insanlarla bir arada olmayı severim ama çalışma, odaklanma, zihnimi toparlama, durum değerlendirme gibi şeyler söz konusu olduğunda kesinlikle yalnız kalmam gerekiyor (genelde yalnız olmayı zaten bayağı severim). Sizde de aynı durum varsa arada (sık sık) yalnız kalmak veriminizi artırmak veya korumak açısından faydalı olabilir.
Plan Meselesi
Bu gerçekten ciddi bir mesele, düzgün plan yapmak sizi hem çok güzel toparlayabilir hem de bolca zaman kaybından kurtarabilir. Ben ne zaman plan yapsam İYİ Kİ PLAN YAPMIŞIM diye kendime sarılasım geliyor, çünkü biliyorum ki önemli bir durum olduğunda plan yapmazsam benim Dory beynim bambaşka yerlere gidecek. Peki plan nasıl yapılır, nasıl yaparsak etkili olur, bunun kolay ve rahat uygulanabilecek bir yolu var mıdır? Kendi adıma hepsinin cevabı koca bir EVET. Planlarını uygulamayanlar umutsuzluğa kapılmasın, yıllarca ASLA UYGULANMAYAN o kadar çok liste ve o kadar çok plan yaptım ki, sonradan geriye dönüp baktığımda sistemsiz plan yaptığımı gördüm. Düzgün ve gerçekçi plan yaparsanız ve kendinizi sabote etmezseniz o planlar bir bir uygulanıyor.

Kısa- orta- uzun vade planlar
Planlarınızı bölmeyip rastgele listeler ve planlar yapmaya kalkarsanız, o yazdıklarınızın yüzde biri falan uygulanacak demektir o da zorunda kaldığınız bir şey olur muhtemelen (eve su al falan gibi bir şey olabilir mesela).
Benim plan yapma yöntemim şu:
- Yılın sonuna yakınsak, önümüzdeki yıl odaklanacağım şeyler (şimdi tam zamanı mesela).
- Ayın odak noktası– her ay başlamadan önce o ay ne etkinlikler var, neler satın alınacak, neler yapılacak, nerelere gidilecek listeliyorum.
- Günün planı– bunu ya sabah çok erkenden ya da önceki gece yatmadan yapıyorum, hangisini isterseniz.
Bu şekilde planları bölmek benim çok işime yarıyor, burada belirtmem gereken önemli bir nokta ise planlarınıza saplanıp kalmamanız, diğer türlü stres yaratabiliyor. Yani genel olarak güne/aya/yıla şöyle bir bakmak ve aklınızdaki şeyleri listelemek güzel bir fikir ve amacı bizi düzenli ve stresten uzak tutmak, büyütüp çok ciddi bir mesele haline getirirseniz amacından sapmış olur.

Öncelik Meselesi
Bu planları yaparken de öncelik sıralaması çok işe yarıyor, kesin olan ve mutlaka yapmanız gerekenler, yapsam iyi olur kategorisi, vakit/fırsat olursa yaparım çok da şart değil kategorisi olarak da ayırabiliriz. Mesela bilet aldığınız konser ilk kategoridedir çünkü kesin ve planlanmış bir etkinliktir, perdeleri yıkamak ikinci kategoridedir, çünkü uzun süredir yapmıyorsunuzdur ve yapsanız iyi olur, hafta sonu tatili de üçüncü kategoridir çok da şart değildir çünkü daha geçen ay Roma’dan dönmüşsünüzdür gibi gibi gibi. Örnekler sonsuz.
Yazının başlarında da bahsettiğim gibi, beyniniz haline getireceğiniz bol bol yeri olan ve hep sizinle gezebilecek olan boş bir defter, kendi adıma bulabildiğim en iyi yöntem olmuştu. Tarihleri daha iyi planlamak ve planlarınızı daha net görmek adına günlük ajandalar da faydalı oluyor, ben iş için ajanda kullanıyorum mesela.
İşte böyle sevgili Doryler, zihni dağınık bir Elvan zihnini (yapabildiği kadarıyla) bu şekilde düzenliyor. Umarım yöntemlerim işinize yarar da hepimiz ‘zihnim dağılmaya müsait ama ben genelde toparlayabiliyorum’ demeyi başarırız. Çok da takılmayın. Zaman zaman da bırakın dağınık kalsın.