Vini Vici İstanbul- 13.12.2019

Bir Ekim akşamı evde otururken, bu sene çok güzel konserlere gittiğimi, sevdiğim birçok sanatçıyı dinlediğimi düşünüyordum, sene bitmeden bir-iki kişiyi daha dinlesem ne güzel olur diye geçirdim aklımdan. Birkaç gün sonra yine bir akşam sakin sakin çalışırken Flexanima’nın sayfasında Vini Vici İstanbul konseri haberini gördüm, ne kadar sevindiğimi tahmin edersiniz. Gördüğüm an sahne önü biletimi aldığımı da eklemeden geçemeyeceğim.

Spotify wrapped yılın en çok dinlenenleri listemde şu sanatçılar vardı: Astrix, Sofi Tukker, Monolink, Infected Mushroom, Vini Vici. Bu sene Eylül ayında Astrix’i, Mart ayında Sofi Tukker’ı, Nisan ayında da Infected Mushroom’u canlı dinleme fırsatını bulmuştum. Aralık ayında da Vini Vici’yi canlı dinleyerek bu sezonu başarılı bir şekilde kapatmış oldum.

Kimseyi şaşırtmayan bir listem var

Konser Volkswagen Arena’daydı, çok güzel bir seçim olmuş çünkü hem alan çok yeterli, hem ses sistemi iyiydi, tuvaletler olabildiği kadar sorunsuzdu. Tek problem belirli bir saatten sonra sigarayı önleyememiş olmalarıydı bana kalırsa, çünkü parti 22.00- 05.00 arasıydı ve bir süre sonra herkes içeride sigara içmeye başlayınca sigaraya tahammül edemeyen bir bünye olarak benim gözler yanmaya başladı doğal olarak.

Biraz da line-up’tan bahsedelim. Kapı açılışı saati 22.00’dı, 22.15-23.45 Vahit Avcılar, 23.45-01.15 GhostRider, 01.15-02.30 Vini Vici, 02.30-04.00 WhiteNo1se, 04.00-05.00 arası da TMX.Mind çaldı. Biz 23.15 gibi gittiğimizde normal girişte epey sıra vardı ama sahne önü girişi oldukça rahattı, hiç beklemeden girdik.

GhostRider

Vini Vici kadar GhostRider’ı da heyecanla bekliyorduk ve gerçekten beklediğimize değdi. GhostRider, son derece ciddi, işinde gücünde, NOTER BEY edasıyla harika müzik yapan bir progressive trance DJ’i. Ara ara şarkıları söylüyor, eğleniyor, ama genel tavrı son derece ciddi. Piece of Your Heart’ın remixiyle başladı performansına, Neelix’le olan The Sun, en güzel parçalarından biri olan Who Am I gibi sevdiğimiz birçok şarkısında bol bol zıpladık dans ettik, bizi kendimize getirdi, dediğim gibi heyecanla beklediğimize de değdi. Tabii ki The Collective remixini de dinledik kendisinden.

Vini Vici

Matan Kadosh- Vini Vici

Aviram Saharai ve Matan Kadosh’tan oluşan İsrailli ikiliden sadece Matan Kadosh gelmiş de olsa, gerek müzikleri gerek enerjisi ile bizi hem eğlendirdi hem bol bol dans ettirdi, kendisi yerinde duramayan süper enerjik biri. En son parçaları Moyoni ile başlayan performansta Gaia, United, Free Tibet, The Tribe, Galaxy gibi şarkıları dinledik, bonus olarak Blastoyz’dan Tambores’i de dinlemek son derece keyifliydi.

Whiteno1se

Bu üçlü arasında en az bildiğim Whiteno1se olsa da performansıyla kendini sevdirdi. En popüler şarkısı olan The Moments I’m Missing ve Sofi Tukker’ın son şarkısı Purple Hat’e yaptığı remixle bolca dans ettik, eğlendik.

Özetle, saat 23.30’dan 04.30’a kadar en fazla on- on beş dakika dinlenerek durmadan dans ettiğimiz son derece keyifli bir geceydi. Bu sene İstanbul’daki konser performanslarından çok memnun kaldım, umarım 2020’de de aynı şekilde bolca sanatçı dinleme fırsatı bulurum.

Konserin ertesi günü de hava öyle güzeldi ki, Aralık ayında bahçede sweatshirtle bira içmek mümkündü. Cumartesi akşamını da Beşiktaş’ın en güzel hamburgercilerinden olan Will Burger&Bowl’da hamburger yiyerek, Beşiktaş’ta yürüyerek, favori kokteylcim olan Moretenders’da kişi başı 3-4 kokteyl içerek ve İstiklal’de yürüyerek geçirdik.

Cursed Vespucci, Moretenders’ın en güzel kokteyllerinden

Pazar günü yağmurlu başlamış olsa da öğleden sonra sanki hiç yağmur yağmamış gibi güneş açtı, e hem Pazar hem güneşli, o zaman mutlaka vapura binmek gerekir diyerek önce Beşiktaş’ın en güzel fırınlarından biri olan Gün Bakery’de güzel bir kahvaltı yaptık, sonrasında (tabii ki vapurla) Kadıköy’e geçtik. Ben İstanbul’un klişelerinin çoğunu o kadar çok seviyorum ki defalarca yapıyor olsam da hiçbirinden sıkılmıyorum, yapacak bir şey yok.

Vazgeçilmezim, vapur keyfi
Gün Bakery’nin harika kahvaltıları

Bu harika parti için hem Dj’lerimize buradan sevgilerimizi ve öpücüklerimizi gönderiyoruz, hem de organizatörlere teşekkür ediyoruz. Gittiğimiz mekanlar, müzikler, konsere gittiğimiz muhteşem ekip, hava, her şey harikaydı, herkese öpücükler ve sevgiler. 2020’de de benzer etkinliklerde görüşmek üzere.

etkinliklerin vazgeçilmezi, en sevdiğim kardeşim (zaten bir tane var ama çaktırmayın ben ona çocukluktan beri böyle derim) ve ekibin diğer yarısını da unutmayalım, onlar fotoğrafta olmasalar da öpüyoruz buradan kendilerini

Not: Yine yeterince fotoğraf çekmedim. Zıplamaktan çok vaktim olmuyor böyle şeylere. Ama bir dahaki sefere hatırlayıp daha çok fotoğraf çekeceğim.

Not 2: İlerleyen zamanlarda unutmamak için, üç gün boyunca karşılaştığımız son derece ilginç üç taksi şoföründen bahsetmeden geçmek istemiyorum. Birincisi korna uzmanıydı, kendisini tanısam korna ile ilgili her türlü sorunuz için sizi ona yönlendirirdim. İkincisi Nevşehir-Acıgöllü, turistlerin görgüsüzlüğünden daralmış, bu birtakım turistler kendisini meşhur et lokantalarında Erol Taş gibi et yiyerek rezil etmiş bir abimizdi. Üçüncüsü ise favorimiz, hayatta hiçbir şeyi kafasına takmayarak genç kalmış, son derece esprili, Rizeli Osman Korkmaz abimiz, kendisine buradan selamlarımızı gönderiyoruz.

Bir Cevap Yazın