Schengen Vizesi Deneyimleri: Fransa

Daha önceki yazılarımdan birinde (bkz. Almanya Schengen Vizesi) Schengen vizesi dertlerimden bol bol bahsetmiştim, bu yüzden bu sefer girişi (fazla) uzatmayacağım, direkt Fransa’dan aldığım vizeden ve süreçten bahsedeceğim.

Eğer Avrupa’yı gezmeyi seviyorsanız siz de Schengen vizesi sendromunu (kendi dilimde böyle bir adı var) bir veya birkaç kez yaşamışsınızdır. Bu süreç beni gereksiz yere her seferinde geriyor, YA REDDEDERLERSE diye istemsiz bir kriz yaşıyorum (hiç reddetmediler, ama olsun). 2019 Şubat ve 2019 Haziran aylarında Avusturya ve Almanya’dan aldığım üç gramlık vizeler sonucunda, uzun süreli vize peşine düştüm. Avusturya’ya bir şirket aracılığıyla başvurmuştum, Almanya’ya ise iData’dan direkt kendim başvurdum ve hiçbiri istediğim sonucu vermedi.

Bu kez Eylül ayında Brüksel- Amsterdam seyahati planladım, fakat birçok vize şirketinden ve arkadaşlarımdan duyduğum üzere, Belçika da Avusturya gibi kısa vize vermesiyle ünlü bir ülkeymiş, Hollanda da çok rahat sayılmazmış falan böyle söylentilere uyarak başka bir plan yaptım: Belçika’dan önce Paris’e gitmek. Bu da Fransa’dan Schengen vizesine başvurmak anlamına geliyor tabii.

Kendim mi başvurayım yoksa aracı bir turizm şirketine mi danışayım derken, Almanya başarısızlığından sonra belki bir yardımı dokunur diye, aracı şirket üzerinden başvurmaya karar verdim. Normalde mail, telefon gibi şeylerle halledilebilecek işleri, çılgın detaycılığım yüzünden vize departmanının başındaki adamın ofisine giderek ve onun iki saatini alarak (gerçekten, adamla tam iki saat boyunca görüştüm, onlarca soru sordum ve bilgileri not ettim falan, öyle bir detaycılık, kibar  adammış beni kovmadı, buradan kendisine tekrar teşekkür ediyorum) hallettim. Benim durumumda vizeye Ankara’dan başvurmam gerekti, beni Ankara’da anlaşmalı oldukları bir acentaya yönlendirdiler. Bu arada hem İstanbul’daki hem Ankara’daki acentalardan oldukça memnun kaldım, eğer isteyen olursa isimlerini verebilirim.

Görüşme yaptıktan iki-üç gün sonrasına Ankara’dan randevu alabildim, sorunsuz şekilde belgelerimi hazırladım ve anladığım kadarıyla ya Fransa çok hızlı çalışıyor ya da ben çok şanslı bir döneme denk geldim, vizemi resmen iki iş gününde sonuçlandırdılar. (ÇOK ŞÜKÜR YİNE KİMSE BENİ REDDETMEDİ.)

Şimdi, uzun vize olaylarını konuşalım. Uzun vize almak birçok değişkene bağlı. Bu değişkenler ise şöyle: vize alacağınız ülke, vizeye başvurduğunuz dönem, vizenizi onaylayacak olan elçilik çalışanı, hesabınızdaki para, maaşınız, daha önce aldığınız vizeler ve süreleri, o vizeleri nasıl kullandığınız…… Daha neler neler sayarım, şimdilik aklıma bunlar geliyor.

İstanbul’daki şirketle görüşmelerim sonucu size güzide bilgiler aktaracağım:

Bir kere belgelerinizin tam ve düzenli olması şart, bu benim gibi insanların ‘e tabii şart salak mıyım neden düzgün hazırlamayayım?’ gibi tepkiler vermesine neden olsa da insanların çoğu buna dikkat etmiyormuş, dolayısıyla elçilikler bundan hiç hoşlanmıyormuş (gereksiz belgeler istiyor olsalar da sonuçta bir sistemle çalışıyorlar, haklılar.) Demek istediğim, belge listesini iyi okuyun, sorun, araştırın, öyle hazırlayıp gidin.

Önceden vize alma sıklığınız, onları düzgün şekillerde kullanmış olmanız da önemliymiş dediğim gibi. Mesela Almanya’dan alıp İtalya’dan girerseniz iyi bir imaj oluşturmama şansınız oluyormuş (ülkeleri kafadan sıktım bu arada.)

Banka hesabınızda bir anda beliren bir para şüpheli olabiliyormuş. Yani ne kadar yüksek o kadar iyi diye düşünerek hiç kullanılmamış bir hesapta milyonlarca lira da olsa reddedilebilirsiniz. Hesapta hem para olacak (her ülkenin kendine ait bir alt limiti oluyor) hem de hesabın işlediği görülecekmiş.

Otel rezervasyonunuzu eğer değiştirecekseniz veya seyahatten önce iptal edecekseniz, vizenizin çıkmasını beklemeniz iyi bir fikir olabilir çünkü bazı elçilikler onaylı rezervasyonunuzun geçerli olup olmadığını kontrol edebiliyorlarmış.

Önceki vizeleriniz uzunsa yeniden uzun vize alma şansınız olabiliyormuş. Ama tabii yine de bu durum değişken.

Mevcut seyahatinizin yanında, ileriye dönük uçak bileti ve otel rezervasyonu da işe yarayabiliyormuş (ben denedim bu sefer, oldu.)

Şimdi, öneriler kısmından sonra direkt kendi deneyimimden bahsedeyim.

  • Paris-Brüksel seyahatimin uçak biletlerini, otel rezervasyonlarını düzgünce belgeledim.
  • Seyahat sigortam sadece mevcut seyahatimi kapsıyordu.
  • Mevcut seyahatimin yanında, Paris’e Ocak ayı için de 3-4 günlük bir rezervasyon yaptırarak onu da belgelere ekledim, hani demek istediğim bakın ülkenizi yakın zamanda bir kez daha ziyaret edeceğim, ona göre vize verin TŞK.
  • Bir senelik vize istediğime ve sık seyahat ettiğime dair Fransızca bir dilekçe yazdım (burada da Fransızca biliyorum diye hava atmış gibi oldum ama siz tabii Türkçe de yazabilirsiniz.)
  • Hesabımda minimum limitin iki katı kadar para vardı, bolca işleyen bir hesap dökümü verdim.
  • Belgelere araba ruhsatı da ekledim.
  • Daha önceden Fransa’dan aldığım 30 günlük bir vize vardı (2012 tarihli, epey eski), İspanya’dan oturumum ve yakın tarihli olarak da 2019 yılında iki tane biri 7 diğeri 10 gün olmak üzere hepsi de düzgünce kullanılmış Schengen vizem vardı.

Tamam tamam da sonunda ne oldu diyorsunuz biliyorum, şu oldu: 1 yıl süreli, multi girişli vize, 90 gün kalış hakkı. Haklı olarak baya sevindim çünkü bu işlerle uğraşmayı herkes gibi ben de sevmiyorum.

Şimdi son olarak bilmeniz gereken durum şu: Bu işler çok kişisel ve değişken. Yani tabii belli koşulları bir araya getirdiğinizde uzun vize şansınız artıyor fakat ‘tam olarak bunu yaparsanız kesin şu olur’ diyebilecek bir durum yok ortada maalesef. Benim kendi deneyimimi paylaşma sebebim hem ileride bunları hatırlamak, hem de öğrendiğim bir iki ipucunu sizlerle paylaşarak bir işe yaramasını sağlayabilmek. Onun dışında bu konularda azıcık deneyimli olmamın sebebi sık sık vize başvurusu yapıyor olmam.

Umarım uzun uzun Schengen vizeleri alıp bol bol gezersiniz (tabii ben de öyle.)

Bon voyage!

Bir Cevap Yazın