Haziran 2019 Resimleri

Bu aydan itibaren, ay boyunca yaptığım resim ve çizimleri toplayarak yayınlayacağım, yoksa yaptığım resimleri kaldırıyorum bir yerlere, ne zaman ne yaptım hepsi birbirine giriyor. Bu hem de kendi işlerimi daha düzenli takip etmem için de bir fırsat. 

Resim yapıyorsanız bilirsiniz, bir şeyler çizmek veya boyamak o kadar güzel bir uğraş ki insan bir kere başına oturunca saat kavramının yok olduğu zamanlar oluyor. Bir kağıt ve birkaç kalem, birkaç renk ile yaratabileceklerinizin sınırı yok. Ben bu işe üç yıl önce el attım, belki ilgilenenleriniz veya başlamak isteyenleriniz vardır diye biraz kendi deneyimlerimden bahsedeceğim.

Küçükken hepimiz kağıt kalem bulup bir şeyler çizer ve boyarız, kimi uzun yıllar yapar ve bunu gerçekten bir hobiye veya mesleğe dönüştürür kimi de ilgisini kaybeder. Ben ikinci gruptan oldum, üç sene öncesine kadar resim ve çizim aktif olarak hayatımda yer almadı. Üniversiteyi bitirene kadar bale yapıyordum, sonra üniversiteyi bitirdim, bir iki yıl geçti ve bir de resim yapmayı denemek istedim. Şansıma, oturduğum sokakta bir atölye vardı fakat orada odaklanılan konu yağlı boyaydı, herhangi bir karakalem, desen, çizim, teknik dersleri verilmiyordu. Renk konusunda çalışmalara odaklanmış bir yerdi diyebiliriz. Bir süre devam ettim yağlı boya ile, ama sanki çizmeyi bilmeden bu iş olmaz gibi geldi bana ve kendi kendime çizmeye başladım. 

Resim tekniği ile ilgili tonla kitap aldım, okudum, çizdim, videolar izledim. En başta yaptığım şeyler gerçekten de bir şeye benzemiyordu, çoğu insan bu aşamada bırakıyor zaten yeteneği olmadığını düşündüğü için. Aslında resim ve çizim gerçekten de pratik işi. Elinizin ve gözünüzün alışması lazım, tonla çirkin şey çizip boyamayı göze almanız lazım. Bu noktada yılmayıp devam ederseniz mutlaka ortaya güzel bir şeyler çıkıyor. Çok çalışmayı, bazen çalışmalarınızın büyük bir kısmının bir şeye benzememesini kabul edip yine de çizmeye devam etmeniz gerekiyor. Resim sonsuz bir alan. Bir şeyi güzel çiziyorsunuz, artık oldu diyorsunuz bir sonraki çizdiğiniz hiçbir şeye benzemiyor. Bu çok mümkün, ama ne yapıyoruz yılmıyoruz (çoktan yıldınız değil mi, içiniz karardı ben bazen öğrencilerime de böyle şeyler anlatıyorum…….) 

Okumaktan da yılmayıp buraya geldiyseniz, şimdi benim kullandığım materyallerden ve nasıl şeyler çizdim/çiziyorum onlardan bahsedelim. Yağlı boya ile başladım, sonra karakalem ve desen çalıştım, sonra portre çizdim uzun bir süre ki hala çiziyorum, bence insan yüzü çizilebilecek en güzel ve zor şeylerden biri, akrilik boya ile de resim yapıyorum. İnce kalemlerle yapılan illüstrasyonları da çok seviyorum, bu şekilde dövmeler tasarlıyorum, defter ve kitap ayracı gibi ürünler de çıkıyor ortaya, hala sattığım ürünler var. Sipariş üzerine illüstrasyon yaptığım da oluyor. Elimdeki resimleri satışa sunduğum da oluyor. Sulu boya ise çoğunlukla favori malzemem, dokusunu çok seviyorum, birçok teknik kullanımına olanak sağlıyor. Bu ay odaklandığım konu sulu boya oldu. 

Sulu boya yapacaksanız mutlaka kaliteli bir sulu boya almaya özen gösterin. Epey pahalı seçenekler var, ama 10-12 renk için yüz lira gibi bir fiyat fena değil. Kaliteli materyal kullanmazsanız emeğinize yazık oluyor çünkü. Kağıt olarak da ben neredeyse her zaman 300 gramlık kağıtlardan kullanıyorum. Kalitesiz ve ince bir kağıt resminizi mahvedecektir, yırtılabilir, boyayı düzgün emmeyebilir sonra üzülürsünüz o kadar emek bir anda yırtık bir kağıt olur….. Cold pressed (soğuk baskı) ve hot pressed (sıcak baskı) diye iki çeşidi var bu kağıtların, birincisi daha gözenekli bir yapıda, ki bu büyük resimler için daha iyi. İkincisi ise daha pürüzsüz bir kağıt, küçük detaylar çalışacaksanız daha kullanışlı ve uygun bir kağıt. Yuvarlak ve ince uçlu sulu boya fırçalarından da bir iki tane edinseniz yeter. En azından başlangıç için. Ben aşağıdaki tüm resimlerde 300 gram cold pressed sulu boya kağıdı, Van Gogh sulu boya ve 8 numara sulu boya fırçası kullandım. 

Bitki desenleri çizmeyi çok seviyorum, bunları herhangi bir taslak çizmeden direkt sulu boya ile yaptım.
300 gr cold press 15×21 sulu boya kağıdı, 8 numara sulu boya fırçası
Kahve içtiğim kupanın üzerindeki desenlere benzer bir şeyler. Farklı derecelerde Artline waterproof kalem, 300 gr cold pressed 15×21 sulu boya kağıdı, 8 numara sulu boya fırçası
Bunu ilk olarak 3H kalemle taslak olarak çizdim, üzerinden boyadım. 300 gr cold pressed 15×21 sulu boya kağıdı, 8 numara sulu boya fırçası
Yeşil yapraklı bitkileri çok estetik bulduğum için bolca bitki çizdim. Agave, sulu boya ve ink, 15×21 300 gram sulu boya kağıdı
Monstera, sulu boya ve ink, 15×21 300 gram sulu boya kağıdı
Eucalyptus, karışık teknik (sulu boya, ink ve kalem) 15×21 300 gram sulu boya kağıdı
Fragile, sulu boya, 15×21 300 gram sulu boya kağıdı
Bleue, karışık teknik (sulu boya ve ink), 15×21, 300 gram sulu boya kağıdı
Nebula çizmek ve boyamak, sulu boyayla oynamak için en güzel ve en rahatlatıcı yöntemlerden biri. Bu tarz şeyler yaparak sulu boyanın kontrol edilemez yönünü görüyorsunuz, aslında zaten bu yüzden çok keyifli bir materyal. Bir yönü hep sürpriz. 15×21, 300 gram cold pressed kağıt
Espresso cup, sulu boya, 15×21, 300 gram sulu boya kağıdı
Divisions, karışık teknik, 15×21 300 gram sulu boya kağıdı
geometrik çizimler, uğraşmayı özellikle en sevdiğim tarz. Hem çok özgün şeyler çıkıyor ortaya, hem de süreç çok keyifli.

Bu ay gördüğünüz gibi sulu boya odaklı çalıştım. Sulu boya şaşırtıcı bir materyal, siz tam oldu derken kuruduğunda başka bir şey olma ihtimali de oluyor, en ufak bir fazla su kullandığınızda bambaşka bir şeye de dönüşebiliyor, maksimum kontrol sağlamak için bolca çalışabilirsiniz ama sizi şaşırtma ihtimali hep var. Dediğim gibi, bu yüzden en sevdiğim materyallerden biri.

Bakalım Temmuz boyunca neler çizeceğim.

3 yorum

Bir Cevap Yazın