Seyahat konusu açıldığında genellikle birileriyle plan yapmaya eğilimli oluyoruz. Sevdiğimiz biriyle seyahate çıkmak bizi son derece heyecanlandırıyor ve heveslendiriyor, durum böyle olunca iş seyahati gibi zorunda kalmadığımız durumlarda tek başımıza seyahat etmeyi seçenek olarak görmeyebiliyoruz. Veya tek başımıza seyahat etmeyi düşünüyor olsak bile buna cesaret edemeyip bu seçeneği zihnimizin tozlu raflarından birinde bırakıp bir şekilde bir daha gündeme gelene kadar düşünmüyoruz.
Tek başına seyahat etmek aslında dışarıdan göründüğü kadar zor ve cesaret gerektiren bir şey değil bana kalırsa, zaman içinde kolaylaşıyor ve sonra alışıp çok seviyorsunuz. Elbette ki ilk kez yapmak bir miktar cesaret gerektiriyor çünkü ‘acaba nasıl geçecek’ endişesi yaşıyor olmanız mümkün, ama nasıl geçeceğini bilmenin tek bir yolu var: Tek başına seyahate çıkma cesaretini göstermek. Eğer bu yazıya denk geldiyseniz bunu cesaretinizi toplayıp seyahate adım atmak için bir işaret olarak algılayabilirsiniz, neden olmasın?
Tek başıma yollara düşme macerası üniversite yıllarımda başladı. Sık sık seyahat planları yapıyor, okul ve derslerden kalan boş zamanı seyahate ayırmak istiyordum. Arkadaşlarımla ve ailemle bolca seyahat ettikten sonra etrafımdakilerin benim kadar sık seyahat etmek istemediğini ve seyahatin onlar için benim kadar büyük bir ihtiyaç olmadığını fark ettim. Veya sık seyahat ediyor olanlar olsa bile, aynı anda plan yapmak, herkesin uygun olduğu bir ülkede, şehirde, tarihte ve programda fikir birliğine varmak o kadar da kolay bir şey değildi. Bunun üzerine ben de tek başıma seyahat etmeye başladım. Zaten çocukluktan beri kendi kendine oyalanma ve yapacak şeyler bulma konusunda çok iyi olduğum için (hem yetiştirilme tarzımdan dolayı hem de karakterim nedeniyle tek başıma zaman geçirmek benim için her zaman bir ihtiyaç ve keyiftir) hiç kimsenin planına uymak ya da kimseyi kendi planıma uydurmak durumunda kalmıyor, her detayını kendim düşündüğüm ve ayarladığım seyahatleri gerçekleştiriyordum.

Tek başıma seyahat etmeyi seviyor olmak başkalarıyla asla seyahat etmediğim veya bunu sevmediğim anlamına gelmiyor. Eğer denk getirebilirsem sevdiklerimle seyahat etmenin keyfinin de ayrı olduğunu düşünüyorum. Sevdiğiniz biriyle yeni yerler keşfetmek son derece eğlenceli bir aktivite fakat az önce de söylediğim gibi çok sık seyahat ediyorsanız etrafınızda her seferinde birilerini bulmak mümkün değil. Bunun da ötesinde tek başıma seyahat etmeye alıştıktan sonra benim için durum ‘birilerini bulamıyorum madem tek gideyim’ düşüncesinin ötesinde başlı başına bir keyif haline geldi. Solo seyahatleri tek başıma kaldığım, kendimi dinlediğim ve kendimi daha iyi tanımak için adım attığım fırsatlar olarak görüyorum. Ne zaman bir şeyden daralsam ve kendimi keyifsiz hissetsem tek başıma bir seyahatin iyi geleceğini, bana konu ne olursa olsun yeni bir perspektif katacağını biliyorum. Özetle son yıllarda tek başıma seyahat etmek, sadece eşlik edecek birini bulamamaktan ziyade, tercih ederek yaptığım bir şey haline gelmiş oldu.
Tek başına seyahat etmek, belirli ipuçlarını izleyip belirli şeylere dikkat ettikten sonra son derece keyif alacağınız bir süreç haline gelebilir. En başta biraz göz korkutucu olabildiğini tahmin edebiliyorum, özellikle tek başınıza bir şeyler yapmayı çok da fazla seven biri değilseniz ‘neden tek seyahat edeyim ki’ diyor bile olabilirsiniz, ama emin olun tek başınıza seyahat etmek kendinizle ilişkinizi güçlendirecek ve birçok şeye farklı bir açıdan bakmanızı sağlayacak bir deneyim.
Deneyiminizi güzelleştirmek için ipuçları & öneriler
Araştırmanızı iyi yapın.
Bu aslında bence genel olarak gittiğimiz her yer için geçerli, gideceğimiz yeri iyi araştırmak seyahat sürecini hem güzelleştiriyor hem de kolaylaştırıyor. Özellikle tek başınıza seyahat ederken bu daha da önemli çünkü şehrin güvenli ve tehlikeli bölgelerini, en keyif alacağınız ve mutlaka görmek istediğiniz yerleri, denemek istediğiniz şeyleri listelemek sizi olası problemlerden bir nebze korumuş ve ne bekleyeceğinize dair bir fikir vermiş oluyor. O yüzden seyahat öncesi şehri, oradaki gelenekleri, bölgeleri ve aklınıza gelebilecek her şeyi iyice araştırıp okumak, videolar izlemek ve mümkün olduğunca fazla bilgi edinmek son derece yararlı olacaktır.
Otelinizi/kalacağınız yeri iyi seçin.
Tek seyahatlerde konaklama konusu son derece önemli. Özellikle tek kadın olarak seyahat ediyorsanız belirli güvenlik konuları da gündeme geliyor. Ben tek başıma seyahat ettiğimde genellikle en merkezdeki konaklama yerlerini tercih ediyorum. Bu arada merkezde diye kesin iyidir diye düşünmek de doğru değil, sonuçta Taksim merkezde ama bir sokak ötesi Tarlabaşı, o yüzden yine birinci maddeye dönüyoruz, araştırmayı iyi yapmak gerekiyor. Konaklayacağınız yerin çok da yeni hizmete girmiş olmaması ve birçok olumlu yorum bulunması, yine sizi kötü sürprizlerden koruyacaktır.

Şehre geliş gidiş saatlerinizin önemi
Gideceğiniz yere gece iki gibi saçma bir saatte gitmemek, havaalanından şehre erişiminizi kolaylaştıracaktır. Havaalanı servisleri 24 saat hizmet vermiyor genellikle, eğer alakasız bir saatte havaalanına iniyorsanız taksi ile kalacağınız yere ulaşmak da bir seçenek fakat yine önceden araştırma ve hatta mümkünse transfer ayarlamanızı önereceğim. Uçaktan inip sonra sabahın dördünde ne yapacağını bilememek, tatile iyi bir başlangıç olmayabilir – hele ki ilk kez tek başınıza seyahat ediyorsanız. O yüzden ya uygun bir saatte uçak seçmek, bu mümkün değilse de otele transfer ayarlamak iyi bir fikir.
Limitlerinizin farkında olun.
Tek başınıza olacağınız için eğer bir barda çok fazla içip sarhoş olursanız sizi otele taşıyacak biri olmayacak, bu yüzden de kendinize sahip çıkmanız gerekiyor. Ne yerseniz mideniz kötü olur, ne kadar içkiyi kaldırabiliyorsunuz gibi soruların cevapları sizde. Ayrıca ben ufak bir ilaç çantası da alıyorum yanıma ne olur ne olmaz, Parol, vitamin, yara bandı, Fucidin krem gibi basit ve gerektiği durumda hayat kurtarıcı şeyleri yanınızda taşımaktan bir zarar gelmez.
Kitap ve defter, vazgeçilmezlerimiz.
Tek başıma olmak deyince en çok sevdiğim iki şey var: Birincisi kitap okumak, ikincisi journaling yapmak ve notlar almak. O yüzden benim için kitap ve deftersiz bir seyahat düşünülemez bile. Siz de keyif alacağınız bir kitabı, minik bir defter ve kalemi mutlaka çantanıza atın. Özellikle cafelerde, barlarda ve parklarda güzel havalarda oturup kitap okumak solo seyahatlerde inanılmaz keyifli. Kendinizi tanımak için de güzel bir adım olduğu için yazmak ve notlar almak, günlük tutmak da solo seyahatin vazgeçilmez bir parçası.

İnternet için Airalo
Seyahatlerde Türkiye hattınızı kullanmak pahalıya patlayabiliyor, ama nereden hat alacağınızı ve nasıl kullanacağınızı da bilemeyebilirsiniz. Kısa dönemler için Airalo kurtarıcı oluyor. Airalo, birçok ülkede kullanabileceğiniz bir e-sim, internetten uygulamasını indirip kullanabiliyorsunuz, ama sadece internet hattı satın alıyorsunuz. Bu da son derece yeterli oluyor çünkü zaten birini aramak isterseniz Whatsapp üzerinden arayabilirsiniz. Nasıl kullanacağınızın açıklaması da son derece net, uygulamasını indirip kolayca kullanmanız mümkün.
İnternet konusunda, tabii ki wi-fi olan bir yerde konaklayacağınızı düşündüğüm için (wi-fi sunmayan bir yer yoktur heralde 2023 yılındayız) o konuda ekstra bir öneri vermeyi gerekli bulmuyorum.
Google Offline Maps
İnternet paketi satın almıyorsanız veya telefonunuzun internetini de kullanmayacaksanız, Google offline haritalar sizin en yakın arkadaşınız olacak. Gideceğiniz şehrin offline haritasını Google Maps uygulamasından indirebilir, internet erişiminiz olan bir yerde (ben bunu her seferinde seyahatten oldukça önceden yapıp bitiriyorum) gideceğiniz yerleri tek tek işaretleyebilir, işaretlediğiniz yerlere internetiniz olmadığı zamanlarda da erişim sağlayabilirsiniz.
Güvenli yerler seçimi
Tek başına seyahat deyince size hazırlayın çantanızı x yere (insert a kadın olarak gitmesi zor ülkelerden biri here) gidiyoruz diyemiyorum. Güvenlik konusunda sıkıntı yaratabilecek şehirler sizi endişelendirerek seyahatinizden keyif almanızı engelleyebilir, o yüzden benim tercihim güvenli şehirlerden yana. Bütün Avrupa şehirlerini bu güvenli şehirlere dahil edebilirsiniz galiba. Budapeşte, Barselona, Paris, Prag, Floransa, Roma – liste uzar gider. Paris’in neresi güvenli Elvancım diyebilirsiniz, haklısınız da ama nereye gideceğinizi biliyor ve şehir hakkında bolca araştırma yapıyorsanız (bu da bizi ilk maddeye götürüyor) sorun olmaktan çıkıyor durum. Paris’e tek başına gidip kalmış biri olarak kendi izlediğim rotada bir sorun yaşamadığımı söyleyebilirim, izlediğim rotanın rehberi de tabii ki burada.
Özetle, hem şehrinizi hem o şehirde gideceğiniz bölgeleri iyi okuyun, araştırın ve öyle gezin.
Rastgele yerlerde dolanmak ve sokak keşiflerinin keyfi
Plan yapacağız, araştıracağız, yazıp çizeceğiz tamam iyi de bunları abartmamak da gerekiyor. Bütün seyahatlerde sokaklarda kaybolmaya mutlaka zaman ayırıyorum. Ne kadar vaktiniz olduğuna göre belirlediğiniz bir günü/süreyi sokaklarda dolanıp rastgele yerler keşfetmeye ayırmayı unutmayın, bazen en güzel ve en şaşırtıcı keyifler öyle yapılıyor.

Seyahatlerde Sosyalleşme Önerileri
Tek başına seyahat etmenin en güzel yanlarından biri kendinle baş başa kalmak olsa da, tek olmak demek kimseyle konuşmayıp bütün seyahati öyle bitireceksiniz demek değil. Eğer sosyalleşmek ve arkadaş edinmek istiyorsanız bunu birçok şekilde yapabilirsiniz.
Hosteller
Hosteller genellikle uygun fiyatlı olduğu için birçok solo gezgin tarafından tercih ediliyor. Hostel deyince aklınıza bir odada 12 kişinin uyuduğu odalar gelmesin sadece, tabii ki paylaşımlı oda seçenekleri sunuyorlar fakat hostellerde tek kişilik odalar bulmanız da mümkün. Birileriyle de kalsanız tek de kalsanız, gezginler tarafından tercih edilen hosteller birileriyle tanışmak için iyi bir seçenek olabilir.

Airbnb’den Aktiviteler
Airbnb, sadece konaklama yerlerini kiralayabileceğiniz bir site değil. Aynı zamanda gideceğiniz şehirde seramik atölyesinden yerel pazar gezme turuna, lokal yemek atölyesinden şarap tadımına birçok aktivite bulabilirsiniz – ve bu aktiviteler genellikle son derece uygun fiyatlı oluyor. Gideceğiniz yerdeki aktivitelere bir göz atıp yorumları okuyup hoşunuza giden bir tanesine katılmanızı öneririm, keyifli oluyor.
Barda Oturmak
Gittiğiniz barlarda eğer masa değil de bar kısmına oturursanız, içkinizi içerken sizin gibi barda oturan insanlarla ya da barmenlerle sohbet etmek de sosyalleşmek için keyifli bir seçenek. Bu özellikle Akdeniz ülkelerinde çok keyifli oluyor, zaten birçok insan sohbete hazır oluyor dolayısıyla hem lokallerle, hem turistlerle tanışabiliyorsunuz.
Rastgele Etrafta Dolanmanın Keyfi
Bu maddeden yukarıda da bahsettik, rastgele etrafta dolanmak bence hem sosyalleşmek hem de tek başınıza zaman geçirmek için ideal, o sırada hangisini tercih ediyorsanız.
Tek Başına Seyahat Etmenin Artıları
Tek başınıza seyahat etmek size uzun vadede hiç tahmin etmediğiniz şeyler katıyor. Bunların etkilerini anında görmek veya somut olarak ölçmek mümkün değil tabii ama zaman içinde ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız, ya da tek seyahat eden biriyseniz neden bahsettiğimi çoktan biliyorsunuz bile.
Konfor alanınızın dışına çıkmak
Hiç gitmediğiniz bir yere giderek zaten konfor alanınızın bir miktar dışına adım atmış oluyorsunuz, bu her ne kadar gezmek gibi keyif veren bir deneyim olsa da, bir bakıma bilinmezliğe bir adım. Bunu sevdiklerinizle yaptığınızda biraz daha kolay olan bu deneyim tek başınıza olunca konfor alanınızın daha da dışında kalıyor. Hele ki tek başına bir şeyler yapmaya çok da alışık değilseniz aslında en kısa sürede tek başınıza bir seyahat ayarlamalısınız ki konfor alanınızın iyice dışına çıkın – çünkü ilerleme gerçekten de o adımı attıktan sonra kendini gösteriyor.
Karar verme ve problem çözme yeteneğinizi geliştirmesi
Her ne kadar konaklamasından transferine, gideceğiniz mekanlardan yiyeceğiniz yemeklere kadar her şeyi tek tek planlamış olsanız bile aslında bir bilinmezliğe gidiyorsunuz, hiç aklınıza gelmeyen detayları düşünmek durumunda kalıyorsunuz seyahat boyunca. Tabii bu detaylarla ilgili kararları da o an vermeniz gerekiyor, bu da uzun vadede sizin problem çözme ve anlık çözüm üretme yeteneğinizi geliştiriyor.
Gözlem yapabilmek – yerel hayatı izlemek
Sevdiğiniz insanlarla tatile gittiğinizde daha çok birbirinize odaklandığınız için lokal hayatla çok fazla bir işiniz olmayabilir, o yüzden de gözlem yapma zamanınız ve fırsatınız olmayabilir. Tek seyahat ettiğiniz zaman bir cafeye oturup lokal hayatı ve insanları izlemek, o şehirdeki ve ülkedeki hayatın doğal akışı hakkında bilgi edinmek için son derece keyifli bir şey.

Kendi istediğiniz her şeyi yapabilmek ve kimseye bağlı kalmamak
Tek başınıza seyahat ettiğinizde patron sizsiniz, istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Bütün planı siz yapıyorsunuz evet biraz detaylı bir plan süreci olacak ama değiyor çünkü kimsenin fikrini sormanıza gerek yok. O müzeye gitmek istemiyor musunuz, gitmeyin. O çok beğendiğiniz bara bir kez daha mı gitmek istiyorsunuz? Tabii, ne zaman isterseniz. Bütün planı yapmak ve onu istediğiniz gibi uygulamak gerçekten çok keyifli bir özgürlük.
Kendinizle baş başa kalabildiğiniz için kendini daha iyi tanıyabilmek
Hayatımız boyunca kendimizle yaşıyor olsak da aslında kendi kendimize kaldığımız zaman o kadar da çok olmayabiliyor ve biz bazen bunun üzerine düşünmüyoruz bile. İşte solo seyahat tam olarak burada imdadımıza yetişiyor ve bütün seyahat boyunca kendimizle baş başa kalıyoruz. Kendinizle baş başa kaldığınız zaman kendinizi daha iyi dinliyor ve anlıyor, ya da en azından buna olanak tanıyorsunuz. Gerçekten de her solo seyahat sonrası yeni fikirler ve yeni düşüncelerle dönüyorum eve, gidip geldiğinizde siz de bunu fark edeceksiniz.
Sorumluluk alabilmek
Yapacağınız her şeyin sorumluluğu size ait, dolayısıyla tek başınıza seyahat etmek sorumluluk alma bilincinizi daha iyi geliştirmiş oluyor. Her hareketinizden, her yaptığınızdan ve bunların sonuçlarından direkt olarak siz sorumlusunuz ve bunların yansıması seyahat sırasında çok hızlı oluyor, zaman içinde de hayatınıza sorumluluk bilincinin artması şeklinde yansıyor.
Kendinizle baş başa kalmaya çok alışık değilseniz bunun için harika bir adım
Bundan aslında epey bahsettik ama yine ufak bir değinmek isterim çünkü kendi başına seyahat etmek herkeste farklı etkiler yaratıyor. Siz zaten halihazırda kendi başına bir şeyler yapmayı seven biriyseniz bu durum size çok da ilginç gelmeyecektir ama genellikle birileriyle bir şeyler yapmayı seven biriyseniz sizin için gerçekten de ilginç bir deneyim olacaktır – ki özellikle hep birileriyle bir şeyler yapıyorsanız sizin için daha da ufuk açıcı olacak. Hangi gruptan olursanız olun deneyimlemeniz gereken bir şey.

Yeni insanlarla tanışmak
Tek seyahat etmek elbette ki yeni insanlarla tanışmanızı da kolaylaştırıyor. Bunu yukarıda uzun uzun konuştuk zaten, sizin gibi tek seyahat edenlerle bu deneyimi paylaşmak çok keyifli oluyor.
Tek başına seyahat etmenin eksileri
Fotoğraf
Şimdi burada çok önemli bir detaya değinmek isterim, tek seyahat edince insanın bir dolu selfiesi oluyor ama doğru düzgün bir fotoğrafı olmayabiliyor. Bunu çok kez yaşamış biri olarak belirli çözümler ürettim ama tabii her zaman hepsi işe yaramıyor. Hayatımda hiç yanımda tripod ve selfie çubuğu taşımadım, merak etmeyin onları önermeyeceğim. Birinci çözüm fotoğraf uğruna sabahın köründe çıkıp telefonunuzu çalınmayacağını düşündüğünüz boş yerlere koyup zamanlayıcı ayarlamak, ikincisi de birinden rica etmek. Birilerinden rica ederken de ortaya çok komik şeyler çıkabiliyor, mesela çok tatlı bir çift benim fotoğrafımı çekmişti Barselona’da ama bilin bakalım fotoğrafta en az görünen şey ne, evet bildiniz ben. Daha çok kendi fotoğrafını çektiren poser birilerine veya fotoğraf makinesi ile gezen birilerine denk gelirseniz ve rica ederseniz onlardan rica etmek daha mantıklı olabiliyor, tahmin edersiniz ki onların kadrajı iyi ayarlamaları daha yüksek bir ihtimal. Ben bazen birilerinin eline telefonu tutuşturup değişik bale pozları (favorim arabesquedir) verip insanları şok edebiliyorum çekinmeden. Ya da selfie ile idare edeceksiniz, bu da bir seçenek.

İstediğiniz kadar çeşit yemek deneyememek
İstediğim kadar çeşit yemek deneyememek, benim solo seyahatlerde gerçekten en büyük derdim. Sonuçta bir tane midem var, sınırsız miktarda yemek deneyemem, o yüzden belirli şeylerle sınırlı kalıyorum. Birileriyle gidersem zaten menüden istediğim şeyleri zorla onlara seçtirdiğim için (demokrasi oley) istediğim birçok şeyi deneyebilmiş oluyorum, bugüne kadar da hiç kimseden buna bir itiraz ile karşılaşmadım (sevdiklerim oley). Sonuç olarak eğer ortaya karışık tabağı falan yoksa menüden istediğiniz her şeyi tek seferde denemeniz imkansız oluyor tek başınıza seyahat ettiğinizde. O yüzden ben tek gezerken bu konuda biraz iyice geriliyorum, zaten kapasitem sınırlı o yüzden en iyi şeyleri yemem lazım diyorum. Böyle işte, size dertlerimden biraz bahsetmek istedim heralde…

Son
Tek başınıza seyahati bol bol öven, bunu mutlaka denemenizi tavsiye eden bir yazının sonuna geldik. Eğer buna alışıksanız ne güzel, ama eğer değilseniz bu deneyimin sizin için keyifli hale gelmesi adına bildiğim her şeyi sizle paylaştım. Daha çok tek başımıza seyahate, daha çok kendimizi tanımaya kadeh kaldırıyorum, seyahat rehberleri için blogun seyahat kısmında, daha fazla içerik için de instagramda buluşalım.