Berlin, kocaman bir metropol. Bu yüzden burada her şeyin çeşidi bol, mutfak da buna dahil. Hiç duymadığınız mutfakların bu şehirde restoranları var. Sokak lezzetleri de yaygın olarak tüketiliyor. Bunların yanında Berlin’in kendine ait mutfağı da var.
Berlin’de hayat diğer Avrupa şehirlerinde olduğu gibi erken bitmediği için sabahlara kadar bir şeyler yeme şansınız var. Özellikle Kreuzberg gibi gece hayatının canlı olduğu bölgelerde sokak lezzetlerini her saat bulabilirsiniz.
Eğer Berlin Gezi Rehberi’ni okuduysanız, Türk popülasyonu konusunda dediklerimi de okumuşsunuzdur, aynı şey mutfak için de geçerli. Bolca dönerci ve Türk restoranı var, mesela Alman amcaları kuru fasulye pilav turşu yerken görebiliyorsunuz.
Bakalım biz nereleri denedik, nereleri beğendik.
Curry 36

Currywurst, Berlin sokak lezzetlerinin en popüler olanlarından biri. Sosisi kızartıyorlar, üzerine körili bir baharat koyuyorlar, yanına isterseniz patates, ketçap, mayonez gibi şeyler de alabiliyorsunuz. Bildiğimiz Avrupa sosisi aslında öyle muhteşem bir şey diyemeyeceğim ama lezzetli, birayla da iyi gidiyor. Curry 36 da bu sosisçilerin en meşhurlarından. Sabah 5’e kadar açık, gece içip eve dönmeden siz bir uğrayın.
Adres: Mehringdamm 36
Mustafa’s Gemüse Kebap

Tamam doğru Türkiye’de tonla dönerci var ama Berlin’e gidip Mustafa’s Gemüse Kebap sırası beklemeden dönmek olmaz. Aslında bildiğimiz tavuk döner satan bir büfe, ama içine üç farklı sos, çeşit çeşit sebze, bir ton salata, beyaz peynir ve limon koyduğu için Mustafa dostumuzun döneri bir başka. O kadar popüler ki, büfeyi sırasız hiç görmedim, tüm dünya milletlerini görebileceğiniz bir sıra bu, yani popüler derken gerçekten abartmıyorum. Çalışanlar büfede döner hazırlarken sos ses İsmail YK dinliyor, buraya gidenler ‘beklerken bir şeyler atıştıralım’ diyerek currywurst ve bira alıyor falan öyle enteresan bir ortam. Peki lezzetli mi diye sorarsanız bence lezzetli çünkü salata ve sebze işin olayı. Mustafa abimiz Diesel’le bile iş birliği yapmış, Berlin’in resmen starı kendisi. Şaka değil, buradan videoyu izleyebilirsiniz.
Gece 2’ye kadar açık.
Adres: Mehringdamm 32
Brauhaus Georgbraeu

Sokak lezzetlerinden biraz uzaklaşıp, biraz da klasik Berlin yemekleri yiyelim. Burada dediğim gibi hem Berlin yemekleri deneyebilirsiniz hem de kendi yaptıkları biradan içebilirsiniz, biralarını epey sevdik. Yemek konusuna gelince, eğer yerel mutfak meraklısıysanız eisbein diye bir şeye rastlayacaksınız, kendisi domuzun incik kemiğinin ızgara veya haşlanmış olarak sunulduğu bir yemek. Biz haşlanmış olanını istedik (aslında bilmeden), yanında sauerkraut (bir çeşit lahana turşusu) ile getiriyorlar. Bunu nasıl açıklasam bilmiyorum, tadı fena olmamasına rağmen görüntüsü o kadar garipti ki, bir daha haşlanmış eisbein yemeyeceğimden eminim, ama olsun deneyim sonuçta, denedik gördük. Bir de Berlin usulü sosis denedik, o lezzetliydi fakat buranın yemekle ilgili sıkıntısı şu: porsiyonlar devasa. O yüzden bir yemeği iki kişi denemeniz daha mantıklı olur. Yemeğin üzerine pişmiş orman meyveli kremalı bir tatlı yedim o gerçekten çok iyiydi. Eisbein ile ilgili garip yorumlar yapmış olsam da keyifli bir yer, tavsiye ederim.


Her gün 12.00-23.00 arası hizmet veriyorlar.
Adres: Spreeufer 4
The Barn

Berlin’de bol bol üçüncü dalga kahveci var, bunların en popülerlerinden biri ise The Barn. Küçük, rahat bir mekan, kahveleri de gerçekten iyi. Pasteis de nata da yapıyorlar fakat bence benim yaptığım çok daha iyi (biraz da kendimi öveyim). Eğer meraklıysanız buradan eve çekirdek de alabilirsiniz. Her gün açık, fakat 18.00’da kapanıyor aklınızda olsun.
Adres: Auguststraße 58
Burası kadar karşımıza çıkan bir de Five Elephant vardı fakat deneme şansımız olmadı, sizin aklınızda olsun.
Eismanufaktur


The Barn’dan çıkıp yürürken, bir baktık ki herkes elinde dondurma ile geziyor. Dondurmalı insanların geldiği yöne doğru gittik, gördük, yanılmamışız. Bir yerde sorbe varsa benim oradan bir şey almama ihtimalim yok, frambuazlı ve mangolu sorbe denedim ve sanırım yediğim en iyilerdendi, tadını unutamıyorum. Birçok çeşit dondurma bulabilirsiniz ama meyve seviyorsanız meyvelilerden benim için de yiyin. Bu dondurmacı meşhurmuş, 4-5 tane de şubesi var, biz Mitte’dekine gittik.
Adres: Auguststraße 63
Fine Bagels



Bolca İngilizce kitap ve kaliteli malzemelerden yapılmış bagel için doğru adres. Yiyebileceğiniz en güzel bagellar gerçekten de burada olabilir, hem hamuru hem içindekileri kaliteli malzeme ile hazırladıkları belli. Bagel kadar önemli bir diğer konu ise burada çok güzel kitaplar var, hepsi İngilizce ve normalde bulamadığınız birçok kitabı burada bulabileceğinizi düşünüyorum. Ferah, keyifli bir mekan. Kahvaltı için de gün ortası atıştırmak için de keyifli.
08.00-20.00 arası açık
Adres: Warschauer Str. 74
Goldies Pommes

Yağ emdirmeden düzgün şekilde kızarttıkları patatesin üzerine çeşit çeşit şey koyarak servis ediyorlar, etlisinden avokadolusuna birçok seçenek var. Hem popüler hem ferah, güzel bir mekan, tam gece içmeye gitmeden önce atıştırmalık, zaten Kreuzberg’de, gece hayatının içinde. Porsiyon kocaman, biraz indirimle bir küçüğünü de yapıyorlar ama o bile iki kişilik. Yanına da 1,8 Euroya alın bir Heineken (şu an bizde markette bile 15 tl falan, sizi de üzmek istedim biraz) keyfini çıkarın, sonra da barlara, gece kulüplerine. Cuma Cumartesi gece 23’e kadar açık, diğer günler ise 22’ye kadar, Pazartesileri kapalı.

Adres: Oranienstraße 6
Bar in a Jar

Berlin’de yaşıyor olsaydım burası muhtemelen müdavimi olduğum bir yer olurdu. Minik, samimi, sakin bir bar, tam kokteyl içip keyif yapmalık. Aslında çok kalabalık bir bölgede yer alıyor, ama bulunduğu sokak sessiz sakin. Kokteyl dışında tabii ki şarabınızı, biranızı falan da içebilirsiniz ama çok güzel kokteyl yapıyorlar. Aqua wita adında yemyeşil, salatalıklı, dereotu sulu bir şey içtim, harikaydı.
Adres: Mariannenstr. 29

Şehirde dediğim gibi birçok dünya mutfağı seçeceği var. Kore, Vietnam, Hint, Gürcü mutfağı gibi enteresan şeyler deneyebilirsiniz, sokak lezzetleri de yiyebilirsiniz, Berlin mutfağı da, döner de. Berlin’de gezecek ve yiyecek şey asla bitmez.
Gece kulübü meselesine gelirsek, bildiğiniz gibi Berghain buranın dünyaca ünlü, herkesin bildiği ve girmek istediği bir gece kulübü. Olur da sizi içeri almazlarsa (bu çok sık yaşanan bir durum) Tresor’da şansınızı deneyebilirsiniz. Bir de SO36 var Kreuzberg’de, girişini bulmak diğerlerine göre çok kolay, burası da zamanında David Bowie’nin, Iggy Pop’un falan takıldığı bir yermiş.
Süpermarket alışverişi
Bu konu benim için son derece önemli, bir şehre gittiğimde ilk yaptığım şeylerden biri hemen bir süpermarkete dalmak oluyor, çünkü ülkenin ve şehrin kendine özgü lezzetlerini en çeşitli ve en ucuza bulabileceğiniz yer: süpermarket. Bir de Berlin Gezi Rehberi’inde belirttiğim gibi, ben otel yerine evde konaklamayı tercih ediyorum, o yüzden gittiğim yerin peyniri olsun, sosisi olsun, birası olsun, kahvesi olsun hemen alıp evde deniyorum.
Berlin’de en çok karşıma çıkan marketler Kaufland, Rewe, Edeka ve Lidl oldu. Evimin yakınındaki Kaufland, devasa bir marketti ve ne varsa bulmak mümkündü, ürün yelpazesi çok genişti, en pahalısından en ucuzuna her şeyden her çeşit vardı.
Lidl ise bir çeşit Şok market. Genelde hesaplı ürünler var, dönemsel temalı ürünler de satıyorlar mesela bir kere Yunan haftasına denk gelmiştim, Yunan birası ve mezeler vardı, bir kere de Amerikan haftasına denk geldik.
Edeka ve Rewe de Kaufland gibi, Edeka’nın Kreuzberg’deki bir şubesi gece 12’ye kadar açıktı, böyle bir şeyi Avrupa’da bulmak neredeyse imkansızdır, Türkiye’de bile gece 12’ye kadar açık süpermarket bilmiyorum.
Türkiye ile kıyaslarsak, burada anlamsız bir şekilde pahalı olan alkol, peynir ve prosciutto gibi domuz ürünleri, Avrupa’da son derece ucuz. Ben bir peynir delisiyim (her yazımda mutlaka bir peynir meselesi geçer) ve burada 100 gramlık paketlerde 40 tl gibi saçma fiyatlara satılan Brie peynirini, Avrupa’da her yerde 250 gramını 1-4 euro arasında bulabilirsiniz. Çılgınca sevdiğim Burrata peyniri ise Türkiye’de 20 tl+ iken, 1.89’a Berlin’de satılıyor. (Türkiye’de daha ucuza bulan bana haber versin). Alkolden bahsetmiyorum bile, daha geçen 8 Euro’ya Aperol getirdim eve, burada şişesi 150 lira falan. (Berlin dedik ama ben size Fransa İtalya peynirleri, İtalya içkileri falan anlatıyorum burada, daha fazla uzatmayalım siz konuyu anladınız.)
Berlin yeme içme rehberimizin sonuna geldik, gezi rehberini hala okumadıysanız buradan bir bakın. Benim için de gezin, Berlin’i bol bol keşfedin.