Kendine iyi bakmak hassas mesele. Herkes için farklı bir anlam ifade ediyor, farklı farklı da boyutları var. Her zaman çok kolay değil, tek yönlü bir şey de değil. Hakkında konuşması epey kolay olsa da uygulamaya gelince zorlaşabiliyor. Bolca tavsiye bulabileceğiniz, ama asıl kendine bakmanın ne demek olduğunu kendiniz bulabileceğiniz bir alan. Aslında belki de upuzun, sonsuz bir yolculuk.
Bu yazıda ‘kendine bakmanın en iyi yolu şudur’ gibi bir tavsiye vermeyeceğim. Herkesin kendine bakma şekli, anlayışı farkı çünkü. Bu konu öyle kesin kalıplara sokabileceğimiz bir şey değil. Bana ne iyi geliyor, ben ne yaptığım zaman kendime bakmış hissediyorum, nasıl bir rutin izliyorum, neden bu işi bu kadar ciddiye alıyorum gibi sorular üzerinden gideceğim. Belki size de kendi rutininiz, kendi yolculuğunuz hakkında biraz ilham ve fikir veririm, böyle şeyler paylaştıkça güzel. Kendimiz için en iyiyi deneye yanıla buluyoruz sonuçta.
Kendine bakmak ve kendine saygı
Kendime bakmamın en önemli nedeni bu kavramı direkt olarak kendine saygı ile ilişkilendiriyor olmam. Kendine saygısı olanın başkasına da saygısı vardır, benim kendime saygı kavramım kendimi her açıdan mümkün olduğunca geliştirmek, dolayısıyla bu meseleyi son derece ciddiye alıyorum. Her şey bizimle başlıyor, bizden yayılıyor etrafımıza.
Hayat yolculuğunun başından sonuna dek elimizde olan tek şey kendimiziz, tabii ki ona hak ettiği değeri vereceğiz, tabii ki kendimize iyi bakacağız. Çoğu zaman başkalarına gösterdiğimiz anlayışı ve sevgiyi kendimize vermiyoruz, bunu hiç düşündünüz mü? Biz mutlu olursak başkalarını da mutlu ederiz. Aslında aradığımız her şey kendimizde, içimizde. Diğer türlü hiçbiri tam olarak gerçekleşemiyor. Kendimizi her anlamda besleyecek kişi yine biziz.
Beden- zihin- ruh dengesi
Kendine iyi bakma meselesi göründüğünden derin aslında. İlk olarak akla spor yapıp sağlıklı beslenmek geliyor, ama o işin sadece fiziksel boyutu. Bu kavramı üç ayrı kategoride değerlendirebiliriz:
Beden: Bedenimize iyi gelen ve görsel olan her şey bu kategoride. Düzenli spor, sağlıklı beslenme, bakımlı olma, kendine göre güzel giyinme. Aklınıza ne geliyorsa.
Zihin: Bu kategoride de zihinsel şeyler var. Bize bir şey katacak kitaplar okumak, filmler izlemek, öğrenmek, araştırmak, sorgulamak, insanlara bir şey katmak, insanlardan bir şeyler almak, sohbetler, yazmak, düşünmek, vizyonumuzu genişletmek, seyahat etmek, dinlemek…
Ruh: Bütün bunların yanında ruhumuzu beslemek de kendine bakmanın tamamlayıcı ve ayrılmaz parçası. Müzik, dans, kibar olmak, bize iyi gelen insanlarla bir arada olmak, meditasyon, zaman zaman sessizlik, vicdanlı olmak, merhamet, iyi niyetli olmak…
Kategoriler kesin çizgilerle belirli olmamakla birlikte genel olarak bu şekilde benim için. Aslında hepsini iç içe geçmiş gibi de düşünebilirsiniz, mesela iyi bir yemek hem bedeni hem ruhu besler. Düzenli spor zihinsel berraklık sağlar. İnsanlara bir şey katmak bizi zihinsel olarak mutlu ettiği kadar ruhsal olarak da tatmin edebilir.
Rutinler
Çocukluğumdan beri rutin meraklısı bir insan oldum. Daha çok küçükken sekizde uyur sekizde uyanırmışım, yemek saatlerim hep belliymiş ve bu rutinin dışına çıkınca huzursuzlanırmışım, annem anlatır. Büyüyünce de pek bir şey değişmedi, hala rutinleri çok seviyorum. Fakat büyüdükçe rutinleri esnetmeyi öğreniyorsunuz. Çünkü aslında rutin oluşturup onu takip etmenin amacı düzenli bir doğrultuda ilerlemek, rutinden uzaklaştığımızda kendimizi strese sokmak değil. Benim de kendimce belirlediğim ve yüzde seksen oranında uyduğum bir rutinim olur genelde, hayatımda odaklandığım şeylere göre ve düzenime göre ara ara bazı şeyleri değiştiririm ki sıkıcılaşmasın. Hatta belirli aralıklarla değiştirmek bu rutinleri daha verimli uygulayabilmenin anahtarı da olabilir.

Şu sıralar sabah ve akşam rutinlerim şöyle:
Sabah Rutinleri
- İş saatim ne olursa olsun (9 veya 11 olabiliyor) 07.30 veya daha erken uyanmak
- Uyanır uyanmaz kocaman bir kupa su içmek (bu galiba hatırladığım en eski rutinim, bunu yapmadığım zamanlar yok anılarımda)
- Yatak odamı havalandırmak
- Yatak toplamak (buna takıntılıyım biraz, yatağımı toplamadan güne başlamam)
- Kuru fırça (kan dolaşımı için bu ara uyguladığım bir rutin)
- Foam roller (sabah masajı gibi, özellikle sırtımı çok rahatlatıyor)
- Belki stretching, her zaman değil
- Sabahın ilk kahvesi, aç karnına
- Kahve içerken güzel bir playlist ile günün yapılacaklarına göz atmak
- Mindfulness ile ilgili bir şeyler okumak, olumlama vb şeyler de olabilir. Motive edici rahat okunan şeyler gibi düşünebilirsiniz. Veya zamanım varsa o ara okuduğum kitaptan da biraz okuyorum.
- Journaling (herhangi bir konuda olabilir)
- Fazladan vaktim varsa podcast
Toplam süre: ortalama 1 saat 30 dakika veya 2 saat, o gün ne kadar vaktim olduğuna ve journaling + podcast aktivitelerini ne kadar uzun tuttuğuma göre değişiyor.
Bunlar standart, hepsi neredeyse her gün yapılıyor. Bazılarını atladığım zamanlar olabiliyor ama çok sık değil. İş günü olsun olmasın, bu şekilde başlıyorum güne. Beni zihinsel olarak çok rahatlatıyor çünkü uyanır uyanmaz işe/okula gitmeyi hiçbir zaman sevmedim. Zaten hep sabah insanı olduğum için erkenden uyanıp bunları yapmak günün geri kalanında da motive olmamı sağlıyor.
Akşam Rutinleri
- Sekizden sonra yemek yememek- genelde intermittent fasting yapıyorum, o yüzden altı veya sekizden sonra yemek yemiyorum. (Tabii bunu her gün yapmıyorum, haftanın dört günü ortalama. Yazları bu oran daha da azalıyor çünkü günler uzun, akşam kokteyli dediğimiz şeyin keyfi üç katına çıkıyor.)
- Kışın saat sekiz sonrası güzel bir kış çayı
- Ertesi günün yapılacaklar listesi – bunu sabah da yapabilirsiniz ama ben sabah listeye göz atıp direkt uygulamaya geçmeyi seviyorum, akşam daha rahat kafayla yapabiliyorum acele etmeden.
- Eğer gün içinde yapacağım şeylerin hepsini bitirdiysem ve saat geç değilse film listemden bir şeyler izliyorum. Bu film meselesi de bana çok kolay gelmiyor, öyle her şeyi izleyebilen biri değilim pek.
- Uyumadan önce yin yoga ve meditasyon– bunlar hala alışma aşamasında çünkü tam olarak odaklanamadığım çok zaman oluyor, ama yaptığım zamanlar çok daha güzel uyuyorum.
- Saat 23.30- 01.00 arası uyuyorum genelde, yorgunluk durumuma göre.
Diğer rutinler
- Günde üç litre veya daha fazla su. Kendimi bildim bileli çok su içen bir insan oldum, fiziksel olarak çok aktif olduğum için de epey su istiyor vücudum.
- Haftada 4-5 gün spor. Enerjimi korumamı sağlayan rutinim kesinlikle bu.
- Spor öncesi ve sonrası planlı öğünler – gün içinde ne yiyeceğimi bilmeyi seviyorum.
- Hafta sonu şarap keyfi- bakın bu çok önemli bir rutin. Makarna, pizza veya lazanya gibi bir keyif yemeği ile içilen bir(kaç) kadeh şarap sizi ertesi haftaya hazırlıyor.
- Düzenli olarak yapılan yemek kaçamakları – bolca karbonhidrat, bolca keyif günleri/öğünleri olmadan rutin ilerlemiyor.
- Haftanın yazısı
- Aylık plan- ay bitmek üzereyken önümüzdeki ayın odak noktalarının planı
- Haftalık ajanda- o hafta neler izlenmiş, neler okunmuş, nerelere gidilmiş, kaç kere spor yapılmış onun kontrolü
- Okunacak ve izlenecek şeylerin derlenmesi
- Günde 7-8 saat uyku
Eklemek istediklerim
- Daha düzenli film izlemek – hiçbir zaman iyi bir film izleyicisi olmadım. Çoğu film ilgimi çekmiyor, öyle günde saatlerce bir şey izlemek de bana göre değil. Bu filmi herkes izlemiştir denilen filmlerin büyük bir kısmını izlemediğime de eminim ☹ ama buna rağmen güzel film denilen şeyden inanılmaz keyif alıyorum. O yüzden bu konuya biraz daha vakit ayırmak istiyorum bu aralar, öyle günde beş film izleyemeyeceğim hiçbir zaman, en azından haftada 3-4 olsun.
- Daha düzenli kitap okumak– bu ara ona vakit ayıramıyorum istediğim kadar
- Offline saatler- akşam 9 sonrası telefonumu tamamen kapatıyor olmak hep yapmak istediğim ama çeşitli bahanelerle düzenli olarak yapamadığım bir şey. Bu da aklımda dursun.
- Online dersler- pandemi dolayısıyla çok güzel online dersler var, ilgimi çeken bir iki tane aldım, onlara başlayacağım.
Rutin nasıl oluşturulur?
- Rutin çok bireysel bir şey, önce ne istiyorsunuz, neyi nasıl istiyorsunuz, güncel programınız nedir, neye ne kadar vakit ayırabilirsiniz bu soruları sorun kendinize.
- Rutinlerin gerçekçi olması gerekiyor. Hiç su içmeyen biriyseniz birden bire günde üç litre su içmek çok gerçekçi değil. Veya günde 150 sayfa kitap okuyacağım gibi maddeler de çok uygulanabilir değil. Kendinize dürüst olmak kilit nokta burada.
- Nasıl bir rutin oluşturursanız oluşturun, başta bunu uygulamak zor gelecek. Ama napıyoruz, yılmıyoruz, ısrarla uyguluyoruz. Sonra alışıyor insan zaten.
- Günlük liste yapmak size epey yardımcı olacak. Yaptığınız listedeki maddelerin üzerini çizmek inanılmaz tatmin edici bir his.

Stres faktörüne dikkat: 80/20 kuralı
Rutin uygulamak, düzenli olmak iyi hoş da buna takıntılı olmak, sıkı sıkıya bağlı olmak birden bire stres kaynağına dönüşebiliyor ve bu sefer ilerleyeyim derken stres sahibi oluyorsunuz. O yüzden bu rutinleri yüzde yüz uygulayacağım diye düşünmemek gerekiyor. Yüzde yetmiş- seksen oranı yeter de artar bile. Bugün canınız spora gitmek istemiyor mu? Gitmeyin, nasıl olsa bu hafta dört gün gittiniz. Bu sabah erken uyanmak yerine yatakta keyif mi yapmak istiyorsunuz, yapın gitsin. Az mı su içtiniz? Yarın yine çok içersiniz. Bir paket jelibon mu yediniz (ben yapıyorum arada), bolca su içer atarsınız ne olacak. Böyle şeyler için stres yapmaya hiç gerek yok. Rutinlerimi tamamen bozduğum günler benim de oluyor, bazen keyfi olarak o gün hiçbir şey yapmak istemiyorum, bazen de sık seyahat ettiğim zamanlarda uygulayamıyorum çoğunu. Ama biliyorum ki yüzde yirmi/otuzluk kısmında her şeye hakkım var çünkü zaten çok kısa sürede toparlanıyorum. Amacımız kendimizi geliştirmek, strese sokmak değil. Kendimize arada tembellik için de izin vereceğiz ki diğer zamanlarda daha iyi motive olalım. Yüzde yirmilik kaçamak kısmı rutinlerin daha etkili ve verimli uygulanmasını ve sürdürülebilir olmasını sağlıyor.

Son
Bize en iyi ne gelir, bunu sadece kendimiz bilebiliyoruz. Deneye yanıla öğreneceğiz, ara ara rutinleri değiştirerek, yenilikler ekleyerek, hayatımızdaki gelişmelere adapte ederek kendimizi geliştirmeye devam edeceğiz, bunun bir sonu yok. Hedef kesinlikle önemli ve güzel bir şey fakat süreçten keyif almayı da bilmek gerekiyor.
Çok çok sevdiğim bir sözle bitirmek istiyorum bu yazıyı:
‘’We are what we repeatedly do. Excellence then, is not an act but a habit.’’ – Will Durant
‘’Sürekli yaptığımız şey neyse biz de oyuz. Mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır.’’
Unutmayın, süreçten keyif almak kilit nokta- just enjoy the ride.